Azramın doğduğu ilk günlerde internetin başına
oturmak bloğumuzla ilgilenmek imkansızdı. Artık bir daha dönemeyeceğimi
düşünmüştüm ama artık kızım büyüdü:) O ağlarken benim de oturup ağladığım
günler geçti çok şükür. Eminim bunu her anne yaşamıştır. Bebeği ağladığında ne
yapacağını bilemeyen onun yüzünü morarırcasına ağlarken gördüğünde delirecek
gibi olan benim gibi birçok anne vardır. Bu arada ilk günlerimizde bizimle
ilgilenen bütün sevdiklerimize kocaman bir teşekkür borcum da var. Herkesden
birşeyler öğrendik ve o sıkıntılı günlerimizi çabuk atlattık. Destek hattının
ucunda anneannemiz, Özlem yengemiz, Murat dayımız hep hazır bulundular. Ne
zaman başımız sıkışsa saate bakmadan arayabildiğimiz insanlar.. :)
Yeni annelere birkaç öneri de şimdi benden. Malum
artık biz tecrübeliyiz.
En önemlisi bence bebeğinizin yerine kendinizi
koymanız. Onun dünyaya bakışını tedirginliğini stresini korkusunu tahmin
etmeniz. Bu yüzden benim tek yaptığım aslında kızıma huzur vermekti. Onu
güvende olduğuna inandırmaktı. Kucağa alışır diye korkmadan onu hep kucakladım
sardım okşadım sakinleştirdim hep sakin şefkatli davrandım. Hep yanında hep
yardımcı oldum. Belki de bu yüzden bilemiyorum. Kızım çok hırçın başladığı
dünya hayatına şimdi neşeli devam ediyor inşaallah hep böyle sürer. Evet
bebek,annesinin o güne kadar sahip olduğu tüm konforunu elinden alıyor.
Sabahları yüzünü yıkamak tırnaklarını kesebilmek zamanı gelince tuvalete
gidebilmek lüks oluyor anne için. İnsanın kendi beklentilerini bir köşeye
bırakması gereken bir döneme giriliyor. Ama sıkboğaz dönemi ilk üç ay sadece
sonra herşey yoluna giriyor..Tabi ki ilk 4 ay anılarımız bu kadar değil
günlüğümüzde çok daha fazlası var.
Son olarak bol çocuk sever bir insan olarak diyorum ki artık
korkmak yok sıra ikinci üçüncü dördüncü... bebekte..
İŞTE BENİM
KÜÇÜĞÜM
MİHRİNUR AZRA
KOCA
0 yorum:
Yorum Gönder